Hakkımızda

Gündelik hayatın sıradanlığı ve monotonluğu arasında sıkışan bizler, çoğu zaman severek yapacağımız işler ararız. Bazılarımız haz peşinde koşar, bazılarımız ise çareyi anlamsızca vaktini geçirip adeta uyuşmakta bulur. İnsan denilen canlı gerçekten çok ilginç ve komplekstir.

Ancak bazen insanlar kendilerine büyük bir amaç edinir ve hayatlarını bu yüce amaç uğruna harcamaya karar verir. Bazen ise tutkuyla bir işe yönelir; o işi yaparken ve üretirken haz almayı başarır. Üretirken haz almak, insanı haz peşinde koşmak gibi tüketmez; aksine insanı çoğaltır, yüceltir.

Şimdi bizim hikâyemize gelelim. Başta değindiğimiz kavramlar, aslında bizim hikâyemizin temelini oluşturur:
1. Ulvi bir amaç ve 2. Tutkuyla üretmek.

“Ulvi bir amaç” derken kastettiğimiz, akupunkturu dünyada en iyi yapan; insan sağlığının yeni trendlerini ve en yüksek standartlarını belirleyen bir grup olmaktır. Ancak bu hedefin yüceliği, onu yalnızca bireysel başarı için değil, içinden çıktığımız Türk-İslam medeniyetinin yeniden yükselmesi için istememizden gelir. Medeniyetimizin hak ettiği en üst imkân ve kabiliyetleri tekrar kazanması için çalışmak, karınca misali çabalamak ve üretmek… İşte asıl yüce ideal budur.

İşimizi tutkuyla yapma konusuna gelince; bunu tarif etmek ya da “şunu yaparsan bu olur” şeklinde formüle etmek zordur. Bu, Allah-u Teâlâ’nın bizlere nasip ettiği bir ilhamdır. Allah-u Teâlâ, bizim kalplerimize bu işi sevdirmiştir. Bu yolda kendini unuturcasına çabalamayı ve üretmeyi gönlümüze ilham etmiştir.

Efes Akupunktur, Kuşadası’nda kurulmuş bir tohumdur. Bu tohumun genetiğinde, yani özünde ise cihan yatar.