AnasayfaTedaviler

Tedaviler

Akupunktur hangi hastalıklara iyi gelir?” sorusunun yanıtı, mevzuata bakıldığında yaklaşık kırk civarında hastalıkla sınırlıdır. Ancak dünya literatürü ve deneyimli uygulayıcılar dikkate alındığında, bu sayı saymakla bitmeyecek kadar fazladır.

Akupunktur uygulayıcılarına sıkça sorulan bir diğer soru da şudur: “Sen hangi hastalıkları tedavi ediyorsun?” Efes Akupunktur ailesinden bir akupunkturist olarak benim cevabım ise genellikle şu olur: “Sen bilgisayarını ne için kullanıyorsun?”

Nasıl ki bir bilgisayar, arka planda kodlanmış binlerce komut sayesinde muhasebeden mühendislik hesaplamalarına, sanattan modern veri analizlerine kadar birçok alanda kullanılabiliyorsa; Efes Akupunktur ailesinin öğrettiği ‘kodlama temelli akupunktur’ da, uygulayıcının yetenekleriyle sınırlı olacak şekilde çok geniş bir yelpazede kullanılabilir.

Hastaların çoğu şu tür cümleleri duymuştur: “Senin hastalığının tedavisi yok”, “Bu hastalıkta bunlar yapılır, şunlar verilir. İyileşmiyorsan yapacak bir şey yok.” Bu yaklaşım, hekimle hasta arasına bir duvar örmekle kalmaz, hekimin kendini en üst seviyede görme yanılgısına da yol açar.

Her insan bireysel olarak eşsizdir. Bu nedenle her sorun, uzaktan bakıldığında benzer görünse de özüne yaklaştıkça farklılaşır. Bir hekimin bir hastayı tedavi edememesi, o sorunun çözümsüz olduğunu değil, hekimin yetisinin o sorunu çözmeye yetmediğini gösterir.

Efes Akupunktur ailesi olarak bizler, tedavi süreci boyunca hastayı bireysel olarak ele alır ve yakından takip ederiz.

Tedavi sürecinde çoğu zaman çeşitli blokajlar (ayrıntılı bilgi, “İstilacı, Agresif Enerjiler ve Blokajlar” seminerinde verilmektedir) daha en baştan ya da belli bir aşamadan sonra tedaviyi engeller. Bu yaklaşımı bilmeden hastayı çeşitli yöntemlerle iyileştirmeye çalışmak, kilitli bir kapıyı açmak için koçbaşıyla kapıyı kırmaya benzer. Kapı bu şekilde açılır, evet; ama artık kapanma işlevini de kaybeder. Oysa kilitli bir kapıyı açmanın yolu, kapı pes edene kadar zorlamak değil, o kapıyı açabilecek ustayı çağırmaktır.

Usta bakış açısından yaklaşıldığında ise, açamadığı bir kapı için “Bu kapı açılmaz” deyip morali bozmak ya da “Açılmıyorsa kıralım” demek doğru değildir.

Her sorun bir bedel ödetebilir; bu doğrudur. Ancak her bedel bir sonuç değildir; çoğu zaman bir süreçtir. Akupunkturda sıkça kullandığımız metaforlarla ifade edecek olursak: Çorak bir yerde susamanın bedeli, kirli ve enfekte su içmek değil; temiz suyu bulana kadar aramaktır. Bu süreçte yorulmak, tükenmek doğaldır. Ama zararlı bir sudan hasta olmak yerine, arayış içinde bitkin düşmek her zaman daha insancıldır.

Bültenimize Kayıt Olun

Bültenimize kayıt olarak yeniliklerden, indirimlerden ve yeni yazılarımızdan haberdar olabilirsiniz.

Efes Akupunktur ile modern tedavi yöntemlerini destekleyen akupunktur'u öğrenin.